17 Aralık 2010 Cuma

Victor Langlois visits Cilicia and Sis city

25 Eylül 2010 Cumartesi


FRANSIZ ORİENTALİST VİCTOR LANGLOİS’İN ÇUKUROVAYA GELİŞİ

-Fransızlar, Kilikya/ Adana’nın durumunu araştırması için orientalist-şarkiyatçı Langlois’i 1852 yılında ekip halinde Adana’ya gönderdi.
      -Langlois, Adana’nın ekonomik zenginliklerinin tespitini yaptı.
      -Ermeni siyasi hareketlerine Fransa’nın destek vermesini istedi.

         Fransızlar, İngiliz kumpanyacılarının Çukurova'yı keşif ve araştırma çalışmaları yaptığının farkına vardılar. Dünyanın geleceği, tarım ürünleri özellikle de pamuğu ucuza elde edip, mamul hale getirerek satmak ve büyük  kazançlar elde etmeye dayanıyordu. Pamuk, tekstil sanayisinin de başlıca ham maddesi idi. Fransız  Bilimler Akademisi "KİLİKYA'YI TANIMA" projesi için uzmanlar yetiştirmeye başladı. Ve bu iş için Victor LANGLOİS seçildi. LANGLOİS, yıllar süren çalışmalardan sonra KİLİKYA'ya gönderilecek ekibin başına getirildi. Ermenice tarihi metinlerini okumasını biliyor, Fransızca, Almanca Türkçe, Fansça dillerine de vakıf bulunuyordu.
         LANGLOİS'in Çukurova gezisi 1852-53 yıllarında sürdü. Kendisine Fransa'­nın  Tarsus Konsolosu yardımcı oldu. Taşlık Kilikya'nın tarihi yapıları, ören yerlerini yakından gördü. Çizimlerini yaptı. Tarsus ve Adana yöresindeki Hıristiyanlık ve Ermeni dönemine ait yapıları yerinde gördü. Ermeni tarihine ait eserlere özel bir ilgi gösteriyordu. Ermeni krallarının lahitleri, kitabelerdeki yazılar, şekillerin kopyaları alındı. Sonra okunarak çözümlendi.
         Adana Taşköprü üzerine sehpasını kuran gravür ustası SAUNİER'in karşısın­da duran şehrin görüntüsünü çizerken hissettiği heyecanı anlamak için sadece ortaya çıkan belgeye bakmak yeter. Köprü üzerinde korkuluklara oturan insanların koyu sohbetleri, balık ağını hazırlamaları... Köprüye doğru kayığı ile hareket eden insanın çalışması... Daha geride Adana şehrine giriş yapılan KALEKAPISI'nın görüntüsü ile birlikte pek çok bölümü harabe haline gelen KALE surları, kuleler... Irmak kıyısında uzanan iki katlı taş yapılar, konaklar, köşkler ve camileriyle Adana sessiz bir şehir görünümünde. Aslında çizimi gerçekleştiren SAUNİER, bir yerde LANGLOİS'in Çukurova'yı keşif araştırmalarına belge hazır­lıyordu. Tarsus, Sis, Misis, Haçin, Ayas, Anavarza şehirlerinin de aynı şekil­de çizimleri gerçekleştirildi. Toros dağlarındaki kaleler, eski Roma, Bizans ve Ermenilerden kalan tarihi eserler yerinde göründü. Tesbit (envanter) çalışma­ları yapıldı. Sis'teki Ermeni Kilise Arşiv belgeleri yardımıyla Ortaçağ'da hüküm süren Ermeni Kilikya Krallığı/Devleti (1080-1375) dönemine ait bilgiler derlendi.
         LANGLOİS, Çukurova'nın önde gelen aşiretleri ve Derebeylerinin kendileri­ne ait hane, davar, çadır sayılarını bile araştırdı. Ama özellikle ilerde Fransa'nın müdahalesi, sahiplenmesi sonucu, Seyhan, Ceyhan ve Berdan nehirlerinin suladığı, barajların yapıldığı, tarım ve ticaretin geliştiği Kilikya'dan elde edilecek kazançların büyüklüğünü açıklıyordu.2
         LANGLOİS, Çukurova'daki çalışmaları süresince Adana çarşısından satın al­dığı çizgili yelek üzerine, göğsüne Hıristiyanların simgesi "Haç" ile Müslüman­ların kutsal "Hilal" şeklini yerleştirdi. Gözlükleri, çenesine kadar uzanan sakalları ile entel bir Orientalist (Şarkiyatçı) havası veriyordu. Onun gözün­de Türklerin Çukurova ismini verdiği coğrafyanın KİLİKYA olarak değiştirilmesi gerekirdi. Eseri Fransa'da 1861 yılında yayınlandığında "KİLİKYA'YA SEYAHAT" adı verilmişti.
                                          Langlois'in çizdirdiği Sis Gravürü, 1850'ler
                                          Avşar Türkmen Aşiretinin Sis'e girişi
                                          Avşar Turcoman tribes enter Sis city, 1850's
 1860'lı yıllar... Fransa ve İngiltere'nin Çukurova'ya dış müdahale hazır­lıklarının görünür hale geldiği bir dönemdir. Torosdağlarında, Haçin, Zeytun gibi Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı dağ kasabalarında silahlı Ermeni hare­ketleri ses vermeye başladı. Aynı dönemde Batılı sanayiciler, tüccarlar, arazi satın almak isteyenler, okul açmak amacında olanlar birbirini izledi. Çukurova özel ilgi alanı idi. "Yakından tanımak ve sahiplenmek" isteyenlerin gözünde sınırsız zengin hazineleri yağmalanmaya hazır bir ülkenin bakir kalmış bir yöresi idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder